{ "title": "Delüzyonel Bozukluk", "image": "https://www.psikolojik.gen.tr/images/deluzyonel-bozukluk.gif", "date": "20.01.2024 15:37:27", "author": "Yahşi", "article": [ { "article": "Delüzyonel bozukluk, kalıcı ve değiştirilemeyen disorganize düşünce ve davranışların, halüsinasyonların, anormal affektin olmadığı inatçı delüzyonlardan oluşmaktadır. Burada genellikle kişilik bozulmaz. Hastaların fonksiyonel kapasiteleri yüksek olmasına rağmen, fazla oranda duyarlı ve tetikte olmalarından dolayı sosyal ortamlarda izole olabilirler. Rahatsızlık genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkmaya başlar. Kişilerde bazal gangliyon ile limbik sistemde farklı bozukluklar olabilir. Fakat bu rahatsızlık genellikle psikososyal sorunlardan kaynaklanır. Bu kişilerin arasında zalim, güvenilmeyen ebeveynler, baskıcı bakıcılar çıkabilir. İnsanlardaki körlük, sağırlık, yalnızlık, sosyal izolasyon, ileri yaş, çevre değişimi gibi etkenler risk faktörleri arasında yer alır. Hastalarda kabul görmeyen fikirleri savunma içgüdüsü bulunmaktadır. Küçük düşme, utanç, aşağılık duygularını reddedip, kabul etmedikleri duyguları diğerlerine yansıtırlar. Delüzyonların ya da delüzyonun içeriği oldukça değişkendir. Hastalara teşhisin konulması için, inatçı ve açık sesli halüsinasyonların, şizofrenik semptomların, beyin hastalığının olması gerekir.

Delüzyon bozukluk belirtileri nelerdir?
Alt türleri
Delüzyon bozuklukta ayırıcı tanı nasıl konulur?

Delüzyon bozuklukla birlikte ortaya çıkan medikal ve nörolojik bozukluklar arasında, deliryum, demans, B12, folat, niasin ve tiamin eksikliği, epilepsi, tümör gibi limbik sistem patolojileri bulunmaktadır. Bunların dışında majör depresif bozukluk, paranoid kişilik bozukluğu, bipolar bozukluk, paranoid şizofreni gibi psikiyatrik bozukluklar delüzyonel bozuklukla birlikte olabilir. Bunların ayırıcı tanısının yapılması gerekir.

Delüzyon bozukluk tedavisi nasıl olur?

Bu sorun hastaların %30-50'sinde kronik hale gelir. Delüzyonları olan duygu durum bozukluklarında ya da şizofreni hastalarında farmakolojik tedaviye yanıt daha kötü olur. Bunlar yüksek dozda antipsikotiklerle tedavi edilmelidir. Bu hastalarda güven eksikliği bulunduğundan, psikoterapi uygulamakta zor olur. Hastaların çoğu bir işte çalışır, çevresindeki kişilere zarar vererek yaşamlarını sürdürürler. Hastaların tehlikeli olması halinde hastaneye yatırılması gerekir. Hastalarda sık gerçekleşen depresyon durumunda sakinleştirici ve anti depresan ilaçlar kullanılabilir.
" } ] }