{ "title": "Dogmatik", "image": "https://www.psikolojik.gen.tr/images/Dogmatik-45.jpg", "date": "21.01.2024 01:05:59", "author": "irfan özen", "article": [ { "article": "
Dogmatik, Dogmatizm, A priori esaslar, çeşitli öğretiler ve katiyyen değişmeyeceği kabul edilen açık değerleri kabul eden, bu bilgilerin belli hakikat olduğunu, araştırma, tartışma veya incelemeye ihtiyacın olmadığını savunan anlayışa denilir. Bu tür düşüncelere, öğretilere ve inançlara ise dogma veya nas denir.

Temelde skolastik bir yaklaşımdır, modern çağlarda değişme ve gelişmeyi yadsıyan öğreti ve anlayışı isimlendirir. Çünkü kendi fikir ve iddiasının açık doğru olduğunu savunan her kişi veya düzen dogmatiktir. Bu bağlamda; belirtilen tutum, bilgi ve hükümde, tartışılmazlık, eleştirilmezlik, değişmezlik ve net açıkta olduğu takdirde, bunlara dogma denilir. Özellikle metafizik (Fizik ötesi) öğretilerin hepsi inakçı, dogmatik öğretilerdir. Deney alanının haricinde kalan bütün iddialar inakçı olmak zorundadır. Doğrusu bir başka izah ile dogmatizm, aklın kati ve açık bir değere sahip olduğunu böylece belli bilgi ve varlığa (Hakikate) ulaşılacağını ve bunun neticesi olarak da bilginin metafiziğinin olabilir olduğunu ileri süren felsefi yaklaşımdır.

Dogmatizme primitif inançlardan çağdaş bazı felsefi düzenlere kadar her tarafta rastlanılır. Açık biçimde çıkışı Tanrı'nın lafı kavramı ile ortaya çıkmış ve ortaçağda Aristoteles'in lafı kavramına kadar varmıştır. Misal vermek gerekir ise Orta Çağdaki Hristiyan kültüründe herhangi bir ilkenin doğru sayılması için Aristoteles'in söylemiş olması yeterli görülüyordu.

Dogmatiğin zorunlu akibeti zorbalıktır, zira farklı düşüncelere, perspektiflere yer olmadığı gibi, dogmatik de deneyle tanıtlama da kabul edilemez. Özellikle ortaçağda dogmatizm doruk noktaya ulaşmıştır; deneylerle tanıtlanamayan kaideler, engizisyon işkencesiyle tanıtlanmaya çalışılmıştır. Örnek getirmek gerekirse, dogmatizm, suçsuz kişinin ateşe atılsa bile yanmayacağı, inancına varmış, ateşe atıldığında yanan kişinin suçlu olduğu sonucuna varılmıştır.

İnakla (Dogma) inan arasındaki farklılık, inan'ın asla kanıtlanamayacak bir şeyi kabul etmesi, inak ise herhangi bir yetkeye bağlanan bir bilgiyi kanıtlanmış olarak kabul etmedir. Yukarıda da belirtildiği üzere, bunun en güzel misali ortaçağ skolastiğinde herhangi bir lafın, eğer Aristoteles tarafından söylendiği kabul ettirilirse, doğru olduğunun da kabul edildiği fikridir.

Özetle, herhangi bir düzenin ya da kişinin değişmez formüller, her yerde ve her daim kabul edilir olduğunu ileri sürdüğü açık bilgiler olduğunun arzı dogmatiktir. Dogmatizmin karşıtı septisizm ise şüphecilik, kuşkuculuktur.
\"İleriye sürülen düşünce ve esasları incelemeden, kanıt aramadan, araştırmadan, eleştirip, tartışmadan doğru ve açık gerçek sayan anlayış\" olarak da nitelendirilebilen dogmatizm her dönemde ilerlemenin, gelişmenin karşısında olmuştur. Dogmatiğin Türkçedeki karşılığı bağnazlıktır, gericiliktir. Dogmatik misalleriyle sadece din alanı değil, farklı alanda ve hatta bilimin dahi karşısına çıkar. (Geçmiş devirlerde bilim adamları dünyanın düz olduğu dogmasında ısrarlı olmuşlardı. Ondan sonra da Dünya'nın kâinatın merkezi olduğu dogmasında ısrarlı olmuşlar.) Ancak şunu da söylemek gerekir ki bilimdeki dogmaları yine bilim adamları ortadan kaldırmıştır. Bilimin gelişigüzel bir inak ya da inan düzeninden-sisteminden en esas ve başlıca farkı diyalektik düşünce düzenini içinde bulundurmasıdır.
" } ] }