{ "title": "Kaçış Sendromu", "image": "https://www.psikolojik.gen.tr/images/kacis-sendromu.jpg", "date": "21.01.2024 00:49:27", "author": "Tuğçe", "article": [ { "article": "
Kaçış sendromu, kişide kanın yoğunlaşması, tansiyonun düşmesi gibi belirtiler vererek yaşanan, damarlardan mineral, protein ve suyun sızması sonucunda oluşan bir rahatsızlıktır. Kendini tekrarlayan şoklarla belli eden, krizlerden 24 saat önce yorgunluk, halsizlik, hafif ateş gibi gribal enfeksiyon belirtileri gösteren bir sorundur. Krizlerin yaşanma sıklığı birkaç aydan, yıllarca süren bir şekilde olabilir. Bu krizlerin önlenmesi için gribal enfeksiyonlarda kullanılan ilaçlar ya da bronşit ve astım ilaçları kullanılmaktadır. Bu rahatsızlık bugüne kadar tüm dünyada çok az sayıda yaşanmıştır. Ülkemizde ise Mehmet Ali Erbil'in yaşadığı bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık son zamanlarda daha sık görülmeye başlamıştır. Bugüne kadar rahatsızlığın neden kaynaklandığı tespit edilememiştir.

Kaçış sendromu nasıl yaşanıyor?

Hastalarda kan basıncının azalması ve tansiyonun düşmesiyle birlikte yaşanan bu rahatsızlık hastaların şoka girmesine sebep olmaktadır. Bunlar hastanın günlük yaşamını olumsuz olarak etkilediği gibi, ani yaşanan krizler ölüme sebebiyet verebiliyor. Hastaların ayaklarında şişme ve halsizlikle baş gösteren rahatsızlık, nefes darlığı, böbreklerin durması, solunum yetmezliği, organ yetmezliği ve tansiyon düşüklüğüne sebep olmaktadır. Hastanın psikolojik açıdan buhrana girmesine neden olan septik şok reaksiyonunun zamanı belli değildir. Damarlardaki protein, mineral ve suların dışarıya sızmasıyla diğer organlarda işlevin bozulmasına sebep olan kaçış sendromu rahatsızlığına, yapılan bazı araştırmalar köpek pisliği gibi hayvan dışkılarının yol açtığı düşünülmektedir.

Kaçış sendromuna hangi önlemler alınabilir?

Bu rahatsızlıklarda yaşanan krizler öncesinde bazı belirtiler verdiğinden, hastalar bunun için önlem alabilir. Kriz yaşanmadan önceki gün grip hastalığındaki gibi belirtiler veren rahatsızlık, septik krizin geleceğini haber vermektedir. Bu septik krizlerin ne kadar sürede geleceği bilinemez. Bunlar kişiden kişiye farklılık gösterir. Bu rahatsızlığa yakalanan kişilerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Kaçış sendromu başlamasından itibaren, vücuda yerleşmekte ve kronik bir hale gelmektedir. Damarların dengesini sağlayan çalışma mekanizmasını etkisiz hale getiren sorun, oldukça tehlikeli ve devamlı olarak takip edilmesi gereken bir durumdur. Vücuttaki her organa zarar verebilecek etkilere neden olduğundan, kısa zaman içinde hayati organların felç olmasına sebep olabilir. İnsanlar farklı hastalıklara bağlı olarak hayatını kaybedebiliyor. Bacaklarda ağrı ya da bayılma ile belirti verebiliyor. Vücutta ödem ve kan yoğunlaşması meydana geliyor. Hastalığın en büyük sonucu akut böbrek yetmezliği oluşturmasıdır. Böbrekler hasar gördüğünde, hastalar kendilerini toparlayamaz ve yaşamı riske girebilir. Organların oksijen akışına engel olarak, sıvı kaybını, idrar atımını ve dolaşım dehidrasyonunu yavaşlatır. Kriz aşamasında hasta komaya girer. Kan yoğunlaştığından, hasta şişmeye başlar. Bunun yanında kanda albümin azalır ve ödem oluşur. Bu nedenle hastalar bir gün öncesinde bacak ağrısı, ateş, karın ağrısı, halsizlik, baş dönmesi, bulantı ve kusma gibi etkilerde mutlaka hastaneye giderek, doktor denetimine girmelidir.

Kaçış sendromunun tedavisi nasıl yapılır?

Bu hastalığın bilinen bir tedavisi bulunmamaktadır. Krizle az riskle atlatabilmek ve yeniden oluşmasını engellemek için, doktorun önerdiği ilaçları kullanmak faydalı olabilir. Ayrıca üst solunum enfeksiyonlarında kullanılan ilaçlarla, nefes darlığı, astım gibi rahatsızlıklarda kullanılan ilaçlarda kullanılabilir. Hastalar kendilerini sürekli olarak kontrol altında tutmalıdır.
" } ] }