Kaygı bozukluğu, olan kişiler, günlük hayattaki olaylarla ilgili engel olamadığı endişe ve evham çerisinde olurlar. Kişinin ekonomik durumu, iş alanında aldığı yükümlülükler, çocuklarla ilgili olaylar, sağlık problemleri, ev işleri, randevular gibi konularda ölçüsüz bir şekilde endişe ve kuruntu içinde olunur. Bu durum hastada strese ya da sosyal veya iş alanında bozulmalara neden olan, somatik belirtilerin görüldüğü endişe halidir. Bu duruma anksiyete bozukluğu adı da verilmektedir. İnsanlar için baskı altında veya stresli oldukları dönemlerde kaygılanmak, korkmak, endişelenmek oldukça normaldir. Kaygı vücudun tehlikelere karşı verdiği bir tepki olarak algılanmalıdır. Tehdidin olması halinde, kaygı vücudun otomatik bir tepkisi ve uyarısıdır. Aşırıya kaçmadığı sürece anksiyete yani kaygı kötü bir duygu değildir. Bu durum kişilerin daha dikkatli ve olaylar karşısında odaklanmasına yardımcı olacak, sorunlarını çözebilecek bir duygudur. Fakat aşırıya kaçıldığı hallerde, işlevselliğini yitirerek, ilişkilere zarar vermeye, hareketlerinizi engellemeye kadar gider. Bu aşamadan sonra kaygı bozukluğu yani anksiyete bozukluğu hali yaşanır.
Kaygı bozukluğu yaşayanlarda görülen davranışlar nelerdir?
Sürekli olarak gergin, endişeli ve aşırı hassas olma hali bulunuyorsa
Duyulan kaygı aile hayatınızda, iş ve okul çevrenizde sorunlara neden oluyorsa
Her tarafta tehlikelerin bulunduğunu düşünüyorsanız
Ani olarak beklenmedik kalp çarpıntıları yaşıyorsanız
Hareketleri ve etkinlikleri kaygıya neden olabileceği için kendinizden uzak tutuyorsanız
Bazı şeylerin istediğiniz gibi yapılmaması halinde, kötü olayların gerçekleşeceğini düşünüyorsanız
Anlamsız korkularınız bulunuyor ve bu sebeple başınız derde giriyorsa kaygı bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz.
Kaygı bozukluğu belirtileri nedir?
Bu rahatsızlık birden fazla durumu içerdiğinden, kişilerde farklı belirtiler göstermektedir. Yaşanan durumlar farklı olsa da sürekli olarak korku ve endişe sebebiyle tehdit altında hissedilmesi kişilerin ortak belirtisidir. Belirtiler hem duygusal açıdan hem de fiziksel açıdan yaşanabilir.
Duygusal belirtileri nelerdir?
Evham hissi
Sorunlu konsantrasyon
Gerginlik ve ürkeklik
Her zaman en kötüyü öngörme
Alıngan olma
Huzursuz olma
Sürekli olarak olumsuzluk arama
Zihnin durması hissine kapılma
Fiziksel belirtileri nelerdir?
Kaygı duygudan daha fazlasını anlatmaktadır. Vücudun bir tepkisi olarak ortaya çıkan kaygı, fiziksel belirtilerde gösterir. Bu sebeple hastaların şikâyetleri başka rahatsızlıklarla karıştırılabilir.
Terleme
Mide bulantısı ve baş dönmesi
Sık idrara çıkma isteği ve ishal durumu
Nefes darlığı çekilmesi
Titreme ve seğirme
Kas gerginliği
Yorgunluk
Uykusuzluk çekilmesi
Kalp çarpıntıları
Kaygı nöbetleri ve tedavisi nasıl yapılır?
Bu nöbetler genellikle panik atak olarak adlandırılır. Bu nöbetler korku ve panik içerirler. Aniden gelişen nöbetler, beklenmeyen yerlerde yaşanır. Bunların çoğu tedaviye olumlu yanıt vermektedir. Nöbetleri geçirmekten korktuklarından dolayı kişiler, bazı durumlardan uzak durmaya çalışır. Tedavi olunduğunda bu konular sonuca ulaşacaktır. Nöbetlerin süresi ortalama olarak on dakika sürmektedir. Çok özel zamanlarda yarım saati bulur. Kişiler kendini ölecekmiş gibi hissederek, kontrolü kaybedecek hissine kapılırlar. Meydana çıkan fiziksel belirtiler kişileri ürkütür. Kişi kendini sanki kalp krizi geçiriyormuş zanneder. Kaygı nöbetlerinde yaşananlar şöyle sıralanabilir;
Karşı koyulması zor olan panik artışı
Kontrolü kaybetme hissi
Düzensiz kalp atışları ve göğüste sıkışma
Bayılacakmış gibi hissetmek
Solunum sorunu ve boğuşma hissi
Sıcak basması ve yüksek ateş
Titreme
Mide bulantısı ve sıkışma hissi
Soyutlanma hissi
Kaygı bozukluğu türleri nedir?
Genel olarak altı farklı kaygı bozukluğu ve hepsinin farklı belirtileri bulunmaktadır. Bunlar;
Genel kaygı bozukluğu
Obsesif kompulsif bozukluk
Panik atak
Fobi
Post Travmatik stres bozukluğu
Sosyal kaygı bozukluğu
Kaygı bozukluğunun tedavisi nasıl yapılır?
Bunu yaşayan kişilerin tedavilerinde en etkili olan psikoterapik ve destekleyici tedavilerdir. Davranışçı bilişsel psikoterapiler yapılarak, başarılı sonuçlar alınabilir. Burada düşünce biçimleri ve bunların rahatsızlıkları hastalara gösterilerek tedavi sağlanır. Kötü düşüncelerden hastayı soyutlamak, düşünceleri yeniden yapılandırmak, solunum teknikleri uygulatmak ve kas gevşetici çalışmalar yaptırmak gerekir. Kişilerin mutlaka profesyonel destek almaları gerekir. Kaygılarla başa çıkılamaması halinde, birtakım tedbirler alınmalıdır.