{ "title": "Obsesyon", "image": "https://www.psikolojik.gen.tr/images/obsesyon.gif", "date": "20.01.2024 03:18:01", "author": "Dildar", "article": [ { "article": "
Obsesyon, kişilerin kontrolü dışında gelişen ve tekrarlayan düşünce ve uyaranlardan oluşan takıntılardır. Hastalar açısından bu rahatsız edici olmasına rağmen, bu düşüncelerden kurtulamazlar. Takıntılar kişilerde korkma, iğrenme, anksiyete ya da şüphe gibi duyguları birlikte yaşatabilir. Bu düşüncelerin kendi beyinlerinden kaynaklandığını bilseler de buna engel olamazlar. Yanlış olduğunu bile bile bundan vazgeçemezler. Bu sorunun yaşanması obsesif kompulsif bozukluk olarak tanımlanır.

Obsesyon oluşumunu hazırlayan etkenler nelerdir?

Psişik hallerle alakalı olanlar
Kişinin karakter özellikleriyle alakalı olanlar
Obsesyon hangi yaşlarda görülür?

Rahatsızlığın ilk belirtileri küçük yaşlarda görülmektedir. Ancak hastalığın başlangıcı 20'li yaşlarda olmaktadır. Nadiren daha ileri yaşlarda başlama eğilimi gösterebilir. Obsesif kompulsif bozukluk belirtileri genellikle aniden başlar. Kişinin stresli bir yaşamı olması halinde, daha kolay ortaya çıkabilir. Belirtiler hastalarda 2 yaşından itibaren etkili olabilir. Hastalarda yürürken çizgilere basılmaması, ışığın açık bırakılması gibi belirtiler obsesyonu düşündürebilir. Bunlar günlük yaşamı bozacak düzeyde olursa, psikiyatristten destek alınmalıdır. Kadın ve erkekler bundan eşit oranda etkilenmektedir. Erkeklerde 19 yaşlarında, kadınlarda ise 22 yaşından itibaren etkili olmaya başlar.

En fazla etkili olan obsesyonlar nelerdir?
Obsesyon nasıl teşhis edilir?

Bu rahatsızlık genellikle aniden başladığı gibi, sıkıntılı bir sürecin devamında da ortaya çıkabilir. Bu kişiler titiz, düzenli, konuşmaları düzgün ve kibar, aynı zamanda mükemmeliyetçi yapıdadır. Düşüncelerinde inatçılık bulunur. Hastalar yaptıklarının saçma olduğunu bilse bile, buna engel olamaz. Obsesyonları mantığına, ahlak anlayışına ve görüşlerine ters bulur. Hastaların çoğunluğu bu takıntılarını yakınlarına ya da doktora söylemeye çekinik davranırlar. Kendilerine deli deneceğine dair çekinceleri vardır. Bu nedenle hastaların tedavisi geç başlayabilir. Psikoterapi ve ilaç tedavisiyle hastalar bu etkilerden kurtarılmaya çalışılır.
" } ] }