Ruhsal Güçleri Geliştirme Teknikleri, Hepimiz çoğu zaman içimizde birtakım şeyler hissederiz. Bunu dillendirmesekte\" ben zaten hissetmiştim\" diye kendi kendimize konuşuruz. Buna halk arasında 6. His diye tabir edilen bir isim verilir. Bazen rüyamızda gördüğümüz bir şeyin sonradan birebir aynısının olması da bunlara bir örnektir. Düşünce gücümüzü doğru olarak kullandığımızda ve doğru yönlendirmeler yaptığımızda pozitif sonuçlara ulaşabildiğimizi söylemekte fayda var. Bazı basit tekniklerle sıkıntı ve stresten kurtulup zihnimizi parlatabilir ve daha kaliteli, dengeli bir yaşam biçimiyle yolumuza devam edebiliriz.
Bu güçler bazı kimselerde hiçbir çaba göstermeden kendiliğinden de ortaya çıkar. Bazı kimselerde çaba gösterilse bile ortaya çıkmaz. Birçok kimse de kendisin de fazlasıyla olmasına rağmen durumunun farkında bile değildir. Ruhsal güçlerinizi keşfetme ve geliştirme teknikleri sizi başkalarının gözünde olağanüstü bir hale sokmak için değil kendi kendinizin telkinleri ve yönlendirmesi ile daha rahat daha olumlu yaşamanız için olması gereken bir şeydir. Bu güçlerinizi keşfetmeye çalışırken asıl amacınızın tamamıyla bu olması gerekir. Bunları keşfetmeye çalışırken ise kendimize daima şu soruyu sormakta fayda var. \"Benim asıl ihtiyacım olan şey ne?\" Böylece uzun bir süre kendi kendinizle baş başa kalacak ve dışarıdaki şeyleri görmeden kendinizi tanıyabileceksiniz. İnsanın kendini tanıması ve kendisi hakkında objektif bilgilere ulaşması sanıldığı kadar kolay olmayan zorlu bir süreçtir.
Hazırsak eğer bu teknikleri birlikte inceleyelim
Kendimizi tanımak, insan içindeki ve çevresindeki fazlalıklardan arınmadan kendini bilme ve tanıma sürecine giremez ve bu şekilde de asla özgür olamaz. Özgürlükleri kısıtlı insan doğru düşünemez ve yaşantısındaki her şeyi mecbur olduğu için düzene uymak zorunda olduğu için yapar. Buda bir süre sonra beyni köreltir. İnsanı kendisinden uzaklaştırır. Kaybedecek bir şeyi olmadığını düşünen insan o dakikadan itibaren ruhunu arındırır ve kendisini kazanmaya başlar. Böylece kendi varlığımızın kendi potansiyelimizin ne olduğunu anlamaya başlarız. Hiç düşündünüz mü neden çocukken daha rahat daha özgür hissederiz kendimizi? Çünkü mecburiyetlere aldırış etmeden sadece yaşamak istediğimizi yaşarız. Kafamızda belli tabular henüz oluşmamıştır. Bundan dolayı da düşünce gücümüzü sınırsız kullanabilme yeteneğine sahibizdir. Bu yüzden kendini bilmekten ziyade kendini tanımak ne istediğini bilmektir esas olan.
İç özgürlüğünüzü keşfedin, Kendinizi tanımaktan sonraki en önemli aşama iç dünyanızı tanımak ve onu serbest bırakmaktır. Başkalarının ne düşüneceği ile alakalı endişelerinizden kurtulun. İç özgürlüğünü kısıtlayan kişiler kalıplaşmış olarak düşünüp hareket ederler ve başkalarına bağımlı olmaktan kurtulamazlar. Bundan dolayı ruhsal güçlerinden yararlanamamakta olup ileri görüşlülüğü kısıtlanmakta ve sezgilerini kullanamamaktadır.
İç değişim olmadan dış değişim olmaz, Değişimi nedense hiç kendi içimizde değil hep dışarıda ararız. Buda ruhsal güçlerimizi kullanamamaktaki en önemli sıkıntımızdır. Yaşama geçiremediğimiz kendi üzerimizde uygulayamadığımız metotların iç gelişimimiz de bize hiçbir faydası olmayacaktır. Hem bireysel olarak hem de toplumsal olarak değişime karşı her zaman direnç gösteririz. Buda bizi olumsuz etkileyen en baş etmendir.
Tabularımızı yıkmak, Kedimize göre oluşturduğumuz basma kalıp düşünceler ve bir sistem içinde yaşamak hepimize daha kolay gelir. Bu şekilde yaşamaya devam ettikçe kendimize yeni yerler yeni şeyler keşfedebilme imkânını da kapatmış oluyoruz. Buda direkt olarak zihin gücümüzü kapatmaya yetiyor da artıyor bile. Değişimden korkmadan yeni düzene uygun şartlar oluşturmamız gerekir. Bunu yapabilmek için kendimizi serbest bırakmak, korkularımızı engellemek ve zihinsel kontrolümüzü kendi elimize almamız gerekir.
Ve en önemli soru nasıl başlamalıyız?
Otomatik yaşam tarzımızı değiştirmek için düğmeye basmalı ve işe buradan başlamalıyız. Büyük bir cesaretle karamsarlığa kapılmadan adım atmaya başlarsak kendi gücümüzün ve potansiyelimizin farkına varmamız hiç de zor değil.