Güvensizlik, kişinin kendisine ya da başkasına güven duymama halidir. Bu durum ikili ilişkilerin bozulmasına, sosyal ilişkilerin sarsılmasına, kişinin içe kapanmasına, asosyal duruma gelmesine ve toplumda pasif bir karakter haline gelmesine neden olur. Bu sorun toplumda hızla artan, aşındırıcı bir hale gelmiştir. Toplumdaki her grubu etkisi altına alan, yaşam biçimlerini ortadan kaldıran bir sorundur. Bu sorun kayıtsız şartsız güven ve tam güvensizlik olarak iki türlü yaşanır.

Güvensizlik duymayan kişi, bunun aksi kanıtlanıncaya kadar herkes iyidir anlayışına sahiptir. Kendine karşı güvensizliği olan kişiler becerilerine, yeteneklerine, yapabileceklerine güvenmemekte ve tüm yaşamını etkileyecek bir duruma gelebilmektedir. Paranoid kişilik bozukluklarında da başkalarına karşı güvensizlik ve kuşku durumu yaygındır. Bu kişiler kuşkularını şikâyetle ya da agresif tavırlarla ifade eder. Güvensizlik kişinin kendisini tehlike çemberi içinde hissetmesi, yaslanacak duvar bulamaması durumunda yaşanır. Güven eksikliği bir anlamda yetersizlik duygusudur. Yetersiz olduğunu düşünen kişiler, kendisinde olmadığını düşündüğü nitelikler yüzünden ilişkilerinde sorun yaşayabilir. Bu durum belli bir süre sonunda gerçeklik halini alır ve kişinin bile buna inanmasına neden olur. Bu inançlar yargıları oluşturur. Karşısındakini yargılamaya başlayan kişi geri dönülemez bir noktaya gelir.

Kişilerin birbirini tanımasıyla birlikte aralarında sağlıklı bir güven duygusu oluşabilir. Zamanın ilerlemesiyle birlikte bu duygu daha sağlam temellere oturmalıdır. Fakat bu durumun tam aksi yönde gelişmeye başlaması halinde yani kıskançlık ve sahiplenme duygusunun artması halinde, ilişki ve kişiler açısından ciddi bir sorunun olduğunu işaret eder. Karşısında olan kişiye karşı yoğun şekilde güvensizlik besleyen kişi, gerçekte bu durumun farkındadır. Fakat bunu kabul etmek çok kolay değildir. Bu durumun kişiyle özdeşleştiği düşünüldüğünden, bunun değiştirilemez olduğu sanılır ve sorumluluk her zaman başkalarına atılır. Her durumda başkaları suçlanmış olur.

Bunun gibi düşünceler ve davranışlar karşı tarafın yaralanmasına, bunalmasına ve benlik duygusunun yok olmasına neden olabilir. Güven duygusu olmayan kişilerle yaşanacak ilişkiler gerçekten zorludur. Bu insanın öz güvenini sarsan bir özelliktedir. Hiç kimse bir diğer kişide hakimiyet kurma hakkına sahip değildir. Bu kişinin kendi güvensizliğinden kaynaklanıyorsa, bazı yöntemlerden faydalanılabilir. Bunlar;

Güvensizlik duygusu insanlarda çocukluk çağlarında oluştuğunda, sağlıklı bir yapının oluşması için kişisel çabalar yeterli gelmeyebilir. Durumun tamamen çıkmaza girmeden önce bir terapistten destek alınması faydalı olur.