Pasif agresif olan kişiler ağırdan alan, engelleyen, erteleyen, inatçı, geciktiren tutumlar sergiler. Kişilik bozukluğunun temelinde çocukluk zamanında yaşanmış olaylar yatmaktadır. Küçük yaştaki kişilerin kendini savunamamasından dolayı, tepkisini dile getirememesinden kaynaklanan bir durumdur. Ailesinden yeteri kadar ilgi göremeyen çocukların, bu yaşadıklarını dışa vurduğu düşünülmektedir. Küçük yaşlarda yaşadıklarını içine atan çocukların, psikolojik sorunlar yaşamasına neden olur. Bu kişilik bozukluğunu yaşayan kişiler, histrionik ve Borderline kişilik bozukluğu yaşayanlara göre daha agresif olurlar.

Bu kişilik bozukluğuna sahip olan kişilerde örtülü engelleme, inatçılık, erteleme ve etkisizlik karakterize özellikler arasındadır. Kişiler günlük iş ve sosyal alanlarda yerine getirmesi gereken şeyleri yapmaya karşı pasif bir direniş sergilerler. Hiçbir zaman yapması gereken işleri zamanında yapamazlar. Çoğunlukla yapabilecekleri halde, bunu bilinçli olarak yapmazlar. İşleri geciktirmek için sürekli olarak bahaneler yaratırlar. Bunlara sebep olarak, başkaları önlerini kapamasaydı daha fazla başarı sağlayacaklarını düşünmeleridir. Burada dolaylı olarak direnç gösterme bulunmaktadır. Otoriteyi gereksiz gördüklerinden, kendine yapılan eleştiriyi mantıksız bulurlar. Takdir edilmemekten ve yanlış anlaşılmaktan dolayı sürekli olarak yakınırlar. Kişiler duygularında kararsız, huzursuz ve bıkkın olarak görülür. Kendilerini gösteremez, sürekli değişen davranışlar gösterirler. Neşeli durumları çok kısa sürer, önemsiz konulara gücenir, bir anda durumlarında değişiklik olur. Kendilerinde güvensizlik sorunu vardır. Etrafıyla kavgacı olur, beklenmedik tepkiler verirler. Değişken davranışları onların diğer insanlarla iletişim kurmalarını engeller. Sürekli olarak başka insanları eleştirirler.

Aşağıdaki kriterlerin dört ya da daha fazlasının bir arada olması halinde, kişiye pasif agresif tanısı konulmaktadır.

Hastalara uygulanacak destekleyici psikoterapi sonucunda iyileşme sağlanabilmektedir. Hastalarda intihara girişme ve depresyona girme riski bulunduğunda ilaç tedavisi tercih edilmelidir. Hastaların doktora başvurma nedeni, genellikle diğer insanları şikâyet etme isteğinden kaynaklanır. Tedavi oldukça uzun bir süreye yayılır. İlerleyen dönemlerde soruna yol açacağı düşünülürse, hasta hastaneye yatırılarak gözetim altına alınabilir. Tedavi olmayı gerçekten isteyen kişilerin, tedavi aşamaları daha kolay olmaktadır.