Davranış bozukluğu, kontrolsüz ve toplumsal normlara aykırı davranışları içerir. Bu tür davranışlar, genellikle diğer bireylerin temel haklarını ihlal eder ve kanunlar önünde suç sayılan eylemlerden oluşur. Saldırganlık, şiddet, yalan söyleme ve mala zarar verme gibi davranışlar bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu tür davranışlar özellikle çocuklar ve ergenler arasında yaygın olmakla birlikte, bu yaş grubunun tipik davranışlarından daha aşırı ve yaygındır. Davranış bozukluğu olan bireyler, genellikle bu davranışlarından pişmanlık duymazlar ve hissiz, vurdumduymaz bir tutum sergilerler. Bu durum, anti-sosyal kişilik bozukluğu tanı kriterleri arasında yer alır. Davranış Bozukluğunun YaygınlığıDavranış bozukluğu, ergenler arasında %15 oranında görülme sıklığına sahiptir. Özellikle erkek ergenlerde nitelikli saldırı, hırsızlık ve tecavüz gibi ciddi suçlar sıkça rastlanmaktadır. Bazı bireyler yaşamları boyunca bu bozukluğu sergilerken, bazıları ise ergenlik döneminin sonunda bu davranışlardan kurtulabilir. Bu nedenle, davranış bozukluğu bazen geçici, bazen de kalıcı bir durum olabilir. Davranış Bozukluğu Belirtileri
Bu davranışların 6 ay ya da 1 yıl içinde en az bir tanesinin görülmesi halinde, kişiye davranış bozukluğu tanısı konulabilir. Davranış Bozukluğuna Etki Eden FaktörlerDavranış bozukluğu olan bireyler, genellikle diğer insanların duygularını, isteklerini ve beklentilerini umursamazlar ve empati kurmakta zorlanırlar. Saldırgan kişiler, diğer bireylerin niyetlerini düşmanca ve tehdit edici olarak algılar ve buna uygun tepki gösterirler. Suçluluk ve pişmanlık hissetmezler, kendi hatalarını başkalarına yüklerler ve başkalarını suçlarlar. Güçlü görünmek istemelerine rağmen, aslında kendilerine güvenleri yoktur. Bu durum gerginlik ve öfke içinde olmalarına neden olur ve sıkça kaza yapmalarına yol açar. Ayrıca, intihar girişimleri de bulunabilir. Davranış bozukluğu son yıllarda artmış ve özellikle kentlerde daha fazla görülmeye başlamıştır. Erkek çocuklarda, kızlara göre daha yaygındır. Davranış Bozukluğunun GelişimiDavranış bozukluğu genellikle 5-6 yaşlarında başlamaktadır. Bu sorun, geç çocuklukta ya da erken ergenlik döneminde ortaya çıkar. 16 yaş sonrasında davranış bozukluğu nadiren başlar. Erken dönemde başladığında, anti-sosyal kişilik bozukluğu riski artar. Ayrıca, anksiyete bozukluğu ve duygu durum bozuklukları da gelişebilir. Davranış bozukluğu, çevresel şartlar ve genetik etkenlerden kaynaklanır. Bu bireylerde alkol bağımlılığı, şizofreni, duygu durum bozuklukları ve hiperaktivite gibi sorunlar daha sık görülür. |
Davranış bozukluğu yaşayan birisi olarak, bu tür davranışların neden bu kadar yaygın olduğunu merak ediyorum. Özellikle ergenlik döneminde bu tür aşırı davranışların artış göstermesi, bu dönemin getirdiği psikolojik ve sosyal baskılarla mı alakalı? Ayrıca, bu bozukluğa sahip bireylerin pişmanlık hissetmemesi, çevreleriyle olan ilişkilerini nasıl etkiliyor? Davranış bozukluğu ile başa çıkmak için hangi yöntemler daha etkili olabilir?
Cevap yazMuvaffak,
Davranış Bozukluğunun Yaygınlığı
Davranış bozuklukları, özellikle ergenlik döneminde, birçok faktörün etkileşimi sonucunda yaygınlık gösterebiliyor. Bu dönemde bireyler, kimliklerini bulmaya çalışırken, sosyal baskılar, ailevi sorunlar ve arkadaş çevresinin etkisi gibi unsurlar, aşırı davranışların artmasına neden olabilir. Ergenlik, duygusal dalgalanmaların, kimlik arayışının ve bağımsızlık isteğinin yoğun olduğu bir dönemdir; bu da bazen olumsuz davranışlar sergilemeye yol açar.
Psikolojik ve Sosyal Baskılar
Ergenlik dönemindeki psikolojik baskılar, bireylerin kendilerini ifade etme biçimlerini etkileyebilir. Aile içindeki sorunlar, okulda karşılaşılan zorbalık gibi durumlar, gençlerin bu tür davranışlara yönelmesine sebep olabilir. Ayrıca sosyal medyanın yaygınlaşması, gençlerin kendilerini başkalarıyla kıyaslamalarına ve bu durumdan olumsuz etkilenmelerine yol açabilir.
Pişmanlık ve İlişkiler
Davranış bozukluğu yaşayan bireylerin pişmanlık hissetmemesi, çevreleriyle olan ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, bireyin empati kurma yeteneğini zayıflatabilir ve iletişim problemlerine yol açabilir. Pişmanlık hissetmemek, aynı zamanda bireyin kendi davranışlarını sorgulamasını engelleyerek, sorunların daha da derinleşmesine neden olabilir.
Baş Etme Yöntemleri
Davranış bozukluğuyla başa çıkmak için etkili yöntemler arasında psikoterapi, grup terapileri ve davranışsal müdahale teknikleri bulunmaktadır. Profesyonel bir yardım almak, bireyin duygusal durumunu anlamasına ve sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, ailelerin de sürece dahil edilmesi, destekleyici bir ortam oluşturabilir ve bu süreçte bireyin daha iyi bir yönlendirme almasına katkı sağlayabilir.
Umarım bu bilgiler, merak ettiğin konularda faydalı olur.