Sinir krizi, vücutta çeşitli etkilerle kendini göstermektedir. Bu etkiler, hem sinir krizi öncesinde hem de sinir krizi sonrasında izlenebilir. Sinir krizi, aşırı strese maruz kalan bireylerde aşırı sinirlenme ile kendini gösteren bir tepkidir. Vücudun strese maruz kalması halinde yaşamda meydana gelen süreçlerle ortaya çıkan bir meydan okumadır. Sinir krizi öncesinde ve sonrasında vücutta birtakım belirtiler ortaya çıkar. Sinir krizi geçirildiği zaman krizi geçiren sinirler değil, adrenalin bezleridir. Yüksek miktarda stres, sinir krizinin temel sebebidir. Stres nedenleri sadece kişilerin keyfini kaçıran, aşırı heyecanlandıran nedenlerden kaynaklanmaz. Kişilerin alışkanlıklarında meydana gelen değişimler de stres sebebi olabilir. Ev taşıma, beslenme ve uyku değişimleri, hava değişimleri bu etkilerin içinde yer alır. Stres sebebiyle vücutta adaptasyon sendromu adında bir dizi fizyolojik değişimler tetiklenmektedir.

Bu evreler, böbreklerin üzerinde bulunan adrenalin bezleri tarafından düzenlenir. Adrenalin bezlerinin iç kısmı olan adrenal medulla bölümünden noradrenalin ve adrenalin hormonları salgılanmaktadır. Bu hormonlar, vücudun stres veren koşullarla savaşmasını sağlar. Adrenalin bezlerinin dışı olan adrenal korteks bölümünden de farklı hormonlar salgılanır. Vücutta mineral dengesinin kurulmasından sorumlu olan ve kan şekerinin düzenlenmesini sağlayan bu hormonlar, vücudun ağır stres altında olduğunda kan içeriği ve enerji sağlayarak yardımcı olurlar. Genel adaptasyon sendromuna karşı koyma açısından bu hormonlar önem taşımaktadır. Stresin belli bir aşamaya çıkması halinde sinir krizi meydana gelir. Bu aşamada patlama aşamasına gelinir. Bu durumda hormonlar, vücuttaki iç dengeyi sağlayamaz hale gelir. Vücudun mineral ve enerji dengesinin bozulması sonucunda kalp, beyin, bağışıklık sistemi, kan damarları ve diğer vücut alanları etkilenir. Patlama anında vücudun belli bir alanı ya da vücudun tamamı güçsüz bir hale gelir. Yaşanan fizyolojik stres sonucunda şeker hastalığı, kanser, adet düzensizliği, artrit, depresyon, otoimmün rahatsızlıklar, kolit gibi hastalıklar ortaya çıkabilir.

Yaşanan strese karşı meditasyon, egzersiz, düzenli uyku, masaj, tatil gibi rahatlatıcı etki yapacak aktivitelerin yanı sıra, kişilerin dengeli beslenmesi ve iyi bir dinleyici ile konuşması faydalı olabilir. Vücuda alınacak mineral ve vitamin kürleri de stresle savaşmakta en büyük yardımcılar arasında yer alır. Stres anında vücutta eksilen fazla miktarda potasyum yerine konarak, vücut dengesi sağlanmalıdır. Adrenalin bezlerinin yardımcısı olan C vitamini eksik edilmemelidir. Vücutta bu maddelerin eksilmesi, stresle savaşı zora sokar ve birey daha dayanaksız bir hale gelir.